Psikanaliz, uzun
süreçli olan bir çalışmadır. Sigmund Freud ile adını bütün dünyaya duyuran psikanaliz, Freud’ un ölümünden bugüne kadar
var olan etkisini sürdürmektedir.
Psikanaliz amaçlarıyla
diğer psikoloji kuramlarından farklı olmuştur, bu farklılık methotlarıyla ve
çalışma konularıyla da kendini belli etmektedir. Psikanaliz, diğer ekollerin
neredeyse önemsiz bıraktığı bilinçaltının önemini konu olarak çalışıyor ve
uğraşıyordu. Zihinsel süreçlerinin
bilinçdışı unsurları arasındaki bağlantıları ortaya çıkarmaya çalışıyor ve
transferansın sorgulanmamış ya da bilinçdışı engellerinden, yani artık işe
yaramayan ve özgürlüğü kısıtlayan eski ilişki kalıplarından, serbest kalmasına
yardım ediyordu.*
Dolayısıyla psikanaliz
diğer ekollerden farklı olarak, insanı yeniden yapılandırırken bu
yapılandırmanın kendini güvende hissettirecek ve eksiklik duyduğu şekilde
yapmayı amaçlamaktadır.
Yukarıda da
bahsedildiği üzere psikanaliz uzun soluklu bir çalışmadır. Bu uzunluk hem
analizan hem analist için zor bir süreçtir. Her iki tarafında bu süreçte
kendini yeterli ve hazır hissetmesi analiz için en önemli başlangıç noktasıdır.
Analizan, bu sürece
kendini hazır hissederken, analistin yeterliliği olması gereken yerlerde
olmalıdır. Bu yeterlilik psikanalizin en önemli kavramlarından olan aktarım ve
karşıt aktarımda devreye girer.
Aktarım ve karşıt
aktarım, analizanın bilinçdışı duygu ve arzuların canlanması ve analizde
belirmesidir. Karşıt aktarım, analistin bu aktarımlara verdiği cevaptır. Tüm
bunlar bilinçdışı alanın analiz esnasında analizde canlanmasıyla meydana gelir.
Bu aktarımı alabilmek ve o aktarımı cevaplayabilmekte de analistin bilinçdışı
süreçleri etkide bulunabilir.
Duygu aktarımları ve
duygular bu sürecin zeminleridir. Psikanaliz esnasında tüm bu aktarımlar
oluyorken bu aktarımları almak yeteneğini etkileyen faktörler olabilir.
Empati tüm bu süreç
içerisinde en önemli kavramlardan biridir. Karşıdaki kişinin duygu ve
aktarımlarını almanın bir bilinç ve bilinçdışı bir öğrenme süreci olduğunu
kabul ediyor olursak, bu süreçte öğrenmeyi etkileyen duygusal faktörlerin
varlığı en önemli unsur olacaktır.
Psikanaliz esnası
dışarısında öğrenme sürecine bakacak
olursak; Öğrenme, tekrarlar ve ya yaşantılar sonucunda, davranışlarda meydana
gelen, eğitim öğretim sonucu değişmelerdir. Her öğrenmenin sonucunda bir
davranış değişikliği oluşuyor olsa da her davranış değişikliğini öğrenme olarak
tanımlayamayız. Örneğin refleks davranışlar bu kurama bakıldığında öğrenme
değildir. Motivasyon ve olgunlaşmanın öğrenmede çok önemli iki faktör olduğu
bilinmektedir. Öğrenme süreçleri özellikle davranışçı ekol kavramlar üzerine
çalışmıştır. Pallow' un hayvanlar üzerine yaptığı çalışmalar sonucu daha etkili
bir hale gelerek üzerinde araştırmalar yapılmış süreçlerdir. Klasik Koşullanma
ve Edimsel Koşullanmayı özellikle davranışçı kurama göre en yaygın öğrenme
modelleri olarak görebiliriz.
Öğrenme sırasında,
öğrenmeye etki eden faktörler arasında duygusal faktörler, bu süreçte öğrenmeye
etki eden biyolojik ya da fizyolojik olmayan faktörlerdir. Yapılan
araştırmalarda ( Maureen Healy in Creative Development ) öğrenmeye, aile içi
ilişkiler ve hayatın diğer kesiminden önceden oluşturulmuş olan duygusal
faktörlerin etkisi incelenmiş ve daha fazla odaklanma, duygusal farkındalık,
özdüzenleme becerileri, kişisel başarı, empati gibi kavramlarda duygusal
öğrenmenin etki oranının yüksekliği sonucu elde edilmiştir.
Duygusal öğrenme, son
yapılan araştırmalarda ortaya çıkmış olan 'understanding of emotion' kavramını
öğrenme sürecinde etkisini ortaya koymuştur. Duygusal sağlığın öğrenme
üzerindeki etkisinin bilinmesi pek çok alanda büyük bir adım olmuş ve öğrenme
güçlükleri arasında araştırılır hale gelmiştir. Korku, nefret, öfke, kaygı gibi
duyguların üstesinden gelmek ve nasıl baş edeceğinin farkındalığında olmak
duygusal öğrenme zorluğunu azaltan faktörler arasında araştırılmaktadır ( Mark
Greenberg, Penn State SEL ). Bahsedilen korku, nefret, depresif ya da duygusal
olarak dengeli olmak, öfke, kaygı gibi duyguların yönetim ve kontrolü, empati,
şefkat gibi olumlu kavramların oluşmasını sağlayarak öğrenme sürecini
destekler.
Özetle duyguları
düzenleyen zorluklar, kendi gelişim sürecini öğrenmek için var olan yetenekleri
etkiler. Bu yeteneklerin etkilenmesi, öğrenmede zorluk ve etki başlatır.
Psikanalizde, analistin
duygusal öğrenme güçlüğü, yukarıda belirtilen duyguların üstesinden gelme ve
nasıl başedeceğini bilme durumlarıyla paralel olup, 'Understandig of emotion'
kavramının şekillenmesini sağlar, 'Understanding of emotion' kısmında, duygusal
öğrenme güçlüğünden doğan bir problem yaşayan analist empati yeteneğinde
olumsuz yönde etkilenmeler gözleniyor olma ihtimali yükselir. Bu da analizanın
aktarımını ve analistin bu aktarıma cevabı olan karşıt aktarımı etkileyen en
önemli faktörler arasında olmasına neden sağlar.
Duygusal Öğrenme
güçlüğü olması durumunda ortaya çıkan, kaygı, korku, nefret, öfke, duyguların
anlanmasındaki denksizlik kişide bir belirsizlik hissini doğurması
gözlenebilir, bu belirsizlik hissinin tahamülsüzlüğünü psikanalizde negative
capability olarak kavramlanır. Duygusal öğrenme güçlüğü, belirsizliğe
tahamülsüzlüğe neden olabileceği gibi, belirsizliğe tahamülsüzlük yeteneğinin
az olması da duygusal öğrenme güçlüğünü meydana getirir.
Psikanaliz uzun süreli
bir çalışmadır. Çalışmadaki bu uzunluk belirsizliğe tahammül kapasitesi ile
doğrudan ilgilidir. “Tahammül” olumsuz
bir çağrışım yapıyor olsa da buradaki belirsizlik analizanın bilinçdışında
kendi ifade için bir zemin yaratır. Bu belirsizliğe tahammül edebilmek ve bu
belirsizlikte duyguların farkında ve kontrolünde olabilmek gerekmektedir.
Örneğin; sessizliğe
tahammül bu durumun en bilindik ve en açıklayacı örneklerindendir. Psikanaliz
sırasında var olan sessizlik durumunda bu sessizliğe tahammül edebilmek, bu
süreçteki duyguların farkında olabilmek gerekir. Tahammül sırasında analiz
kendi duygularının farkında oluyorken bu duyguları ve iç sesi kontrol edemez
ise kendi kaygı ve ya kendi duygusal süreçleriyle çokça boğuşur oluyor ise
analizanın ona getirdiği aktarım ve analizanda tutması gereken duygu takibinde
kırılma yaşar ve bu yaşantı analizi olumsuz etkiler.
Özetle, psikanaliz
kişiyi yeniden yapılandıran ve bilinçaltı süreçlerin incelendiği bir kuramdır.
Psikanaliz esnasında aktarım ve karşıt aktarımlar bu sürecin temelini sağlar.
Uzun süreçli olan bu çalışmada analizan ve analist hazır ve yeterli
olmalıdırlar. Analist için bu yeterlilik, aktarım ve karşıt aktarımlarındaki
bağlantı durumunu güvenli kılmakla başlar. Bu güvenlilik bilinç sinyalleriyle
gönderildiği kadar bilinçaltı sinyallerle de verilir. Bu bağlantıyı güvenli
tutabilmeyi sağlayacak önemli faktör duygulardır. Empati, analizin en önemli
noktasındadır. Empati kavramı ve duygusal olarak dengeli olmak, analistin
‘understanding of emotion’ durumuyla birebir ilişkilidir. Bu durumu en çok
etkileyen faktör, duygusal öğrenme güçlüğüdür. Kaygı, öfke, korku, nefret gibi
duygular burada şekillenir ve kontrol edilir. Duygusal öğrenme güçlüğünün
olduğu yerde empati düşer, aktarım ve karşıt aktarım bağlantısının
güvenirliliği azalır. Bu durum psikanaliz de var olan ‘ belirsizliğe tahammül ‘
kavramına bakacak olursak, belirsizliğe tahammül esnasında analistin kendi
kaygı, korku, nefret ve ya öfke duygularıyla pek çok uğraşması, ve örnekte
olduğu gibi sessizlik sürecinin getirdiği belirsizliğe tahammül durumunda duygu
dengesini kuramamasıyla, aktarım ve karşıt aktarım ilişkisini olumsuz yönden
etkiler.
Duygusal öğrenme güçlüğü,
belirsizliğe tahammülsüzlüğe neden olurken, belirsizlik sırasında analistin çok
fazla kendi kaygılarıyla boğuşuyor olması da duygusal öğrenme güçlüğüne neden
olabilir.
KAYNAKÇA
·
http://www.msxlabs.org/forum/psikoloji-ve-psikiyatri/82780-psikanaliz-nedir-psikanaliz-kurami-hakkinda.html#ixzz1bPbMqB71*
·
Schultz, Duane P. ( 2007 ). Modern
Psikoloji Tarihi
·
Freud, Sigmund. ( 1972 ). Psikanaliz ve
Uygulama
·
Freud, Sigmund. ( 1970 ). Freudyen
Psikolojiye Giriş
·
Developmental Learning Disabilities of
the Right Hemisphere
·
Sandra Weintraub, PhD; M.-Marsel
Mesulam, MD Arch Neurol. 1983;40(8):463-468. Emotional, Interpersonal, and
Cognitive Components
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder